Emsal niteliği taşıyan karar: KVKV yasası gereği firmaların ve Avukatların isimleri gizlenmiştir.
YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ E. 2016/10847 K. 2018/291 T. 22.1.2018
DAVA : Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
1-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz kapsamı ve temyiz nedenlerine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-)Dava sigortalının iş kazasından vefatı sebebiyle hak sahibi eş ve çocuklarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece maddi tazminta isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamına göre sigortalı ...'ın davalı işveren nezdinde kamyon şoförü olarak çalışırken olay günü, ...'e götürülmek üzere Denizli'den aldığı yükü taşırken, yağış sebebiyle kayganlaşmış zeminde rampa aşağı hareket halindeyken aracın hakimiyetini kaybetmesi neticesinde kamyonun yanı üzerine devrilmesi neticesinde iş kazası geçirerek vefat ettiği, olayın gerçeklemesinde %75 oranında kazalı sigortalının kusurunun bulunduğu, davalı tarafından ... A.Ş.'ne yaptırılan Grup Ferdi Kaza Sigortasında işçinin vefatının teminat kapsamında olduğu, davacılar tarafından davalı işverene ödenen 100.000,00 TL sigorta meblağının tahsili istemine dayalı olarak icra takibinde bulunulduğu, davalı tarafından icra tekibine itiraz edilmesi üzerine ... 15. İş Mahkemesi'nin 2014/612 Esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığı, mahkemece bu dava sonucu beklenilmeden karar verildiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, davalı işverenin yaptırmış olduğu grup ferdi kaza sigorta poliçesi sebebiyle ödenen tutarın hesaplanan maddi tazminat miktarlarından tenzil edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davanın bu yönüyle yasal dayanağını, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununu oluşturmaktadır. Kanunun 55. maddesinde, “ Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.”hükmüne yer verilmiştir.
Primlerin işveren tarafından ödenmesi halinde, işverenin, grup ferdi kaza sigortasını, iş yerinde meydana gelebilecek ölüm, geçici ve sürekli işgöremezlik sonuçlarını doğuran olaylardan dolayı ödemek zorunda kalabileceği maddi ve manevi tazminat tutarlarını poliçede belirtilen miktar ve süre zarfında teminat altına alma amacıyla yaptırdığı, giderek bu tür poliçe sebebiyle sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin de ifaya yönelik olduğu kabul edilmelidir.
Bu sebeple davacılar tarafından sigorta şirketince yapılan ödemenin tahsiline dair davalı işverene açılan itirazın iptali davası sonucu beklenilerek, davacılara yapılacak ödemelerin yapıldığı tarihteki veriler esas alınarak davacıların gerçek zararını saptamak, davacılara miras payları oranında ödenen tutarların davacıların ödeme tarihindeki gerçek zararlarını hangi oranlarda karşıladığını belirlemek, hükme esas alınan bilirkişi hesap raporunda tespit edilen maddi zarar tutarlarından bu oranlarda indirim yapmak, daha sonra kalan miktara hükmetmek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarda açıklanan sebeple BOZULMASINA,
YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ E. 2017/2399 K. 2017/5167 T. 12.6.2017
DAVA : Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine; Birleşen davada ise, ibranamenin geçersiz olduğunun tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle, asıl dava yönünden, 195.397,27 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, birleşen davanın kabulüne dair hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalılar vekillerince istenilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21/02/2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılardan ... vekili Avukat ...,... A.Ş. vekili Avukat ... ile karşı taraf vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve eksikliğin ikmali açısından geri çevrilmesine karar verilen dava dosyası yeniden Dairemize gelmiş ve 05/05/2017 tarihinde esasa kaydedilmiş olmakla dosya üzerinde yeniden yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR : 1-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-)Dava, sigortalının iş kazası sonucunda vefatı sebebiyle yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, asıl dava dosyası açısından davacıların maddi tazminat istemlerinin kabulüne, manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne, birleşen dava dosyası açısından ise 13/05/2005 tarihli ibranamenin geçirsiz olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, 12/03/2005 tarihinde davacılar murisinin yolcu olarak bulunduğu araçta seyahat etmekte iken gerçekleşen trafik iş kazasında vefat ettiği, kazanın meydana gelişinde davacılar murisinin kusurunun bulunmadığı, davalı işverenin yaptırdığı grup ferdi kaza sigorta poliçesi üzerinden davacılara miras payları oranında olmak üzere toplam 10.000,00 TL ölüm tazminatı ödendiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, davalı işverenin yaptırmış olduğu grup ferdi kaza sigorta poliçesi sebebiyle müteveffanın hak sahiplerine sigorta şirketi tarafından ödenen tutarların hesaplanan maddi tazminat miktarlarından tenzil edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davanın bu yönüyle yasal dayanağını, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununu oluşturmaktadır. Kanunun 55. maddesinde, “ Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.”hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, dava dışı sigorta şirketi tarafından müteveffa sigortalının hak sahiplerine yapılan toplam 10.000,00 TL tutarındaki ödemenin işveren yerine ve onun sorumlu olduğu maddi zararın ifasına yönelik yapılıp yapılmadığı konusunun öncelikle açıklığa kavuşturulması gerekir. Dosyadaki bilgiler değerlendirildiğinde davacıların grup ferdi kaza sigorta poliçesi primlerinin muris tarafından ödendiği, davalı işverenin ise primlerin kendisi tarafından ödendiği yönünde iddilar ileri sürdüğü ancak bu iddialar araştırılıp karar yerinde tartışılmadan sonuca ulaşıldığı anlaşılmaktadır.
Primlerin işveren tarafından ödenmesi halinde, işverenin, grup ferdi kaza sigortasını, iş yerinde meydana gelebilecek ölüm, geçici ve sürekli işgöremezlik sonuçlarını doğuran olaylardan dolayı ödemek zorunda kalabileceği maddi ve manevi tazminat tutarlarını poliçede belirtilen miktar ve süre zarfında teminat altına alma amacıyla yaptırdığı, giderek bu tür poliçe sebebiyle sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin de ifaye yönelik olduğu kabul edilmelidir. Bu sebeple mahkemece işyeri grup ferdi kaza sigortası primlerinin kim tarafından ödendiği konusunda işyeri kayıtları, ücret bordroları ve sigorta şirketi kayıtları üzerinde araştırma yapılarak, primlerin işveren tarafından ödendiğinin tespit edilmesi halinde, davacılara sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin ifa amaçlı olduğunu kabul ederek, ödemelerin yapıldığı tarihteki veriler esas alınarak davacıların gerçek zararını saptamak, sigorta şirketi tarafından davacılara miras payları oranında ödenen tutarların davacıların ödeme tarihindeki gerçek zararlarını hangi oranlarda karşıladığını belirlemek, hükme esas alınan bilirkişi hesap raporunda tespit edilen maddi zarar tutarlarından bu oranlarda indirim yapmak, daha sonra kalan miktara hükmetmek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA,
ความคิดเห็น